1925 yılından beri, otomotiv endüstrisinin en bilinen simgelerinden biri olarak kabul edilen Rolls-Royce Phantom, sekiz nesil boyunca kraliyet ailesinden liderlere, sanatçılardan sanayi dünyasının önde gelen isimlerine kadar birçok ismin tercihi oldu. Phantom, zamansız zarafeti ile modern tarihin en önemli anlarına tanıklık ederken, lüks dünyasında rakipsiz bir konuma sahip oldu.
Rolls-Royce, Phantom'un kültürel mirasını onurlandırmak amacıyla 2023 yılında özel olarak sekiz sanat eseri yarattı. Bu eserler, 1910 yılında Spirit of Ecstasy heykelinin yaratıcısı Charles Sykes’a verilen görevle, Phantom’un son yüzyılda yansıttığı farklı yaşamlar ve dünyaları betimleyen yağlı boya tabloları olarak ortaya çıktı.
Phantom, hem geçmişte hem de günümüzde kulelere, siyasi güç merkezlerine ve sanat dünyasına hizmet verdi. 1940'larda İkinci Dünya Savaşı'nın gidişatında önemli rol oynayan Mareşal Bernard Law Montgomery, iki adet Phantom III kullandı. Savaş sırasında, Montgomery, sahip olduğu Phantom'lardan birini Winston Churchill ve General Eisenhower'ı toplantılara götürmek için kullanırken, diğerini Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda başbakanlarını taşımak için kullandı. Montgomery'nin kullanımındaki Phantom'lar, rahatlık ve prestij simgesi haline geldi.
Kraliyet ailesi de Phantom'lara özel bir yer ayırdı. 1948'de, Kraliyet Prensesi Elizabeth ile evlendiği dönemde Edinburgh Dükü, Rolls-Royce'tan kendilerine özel bir Phantom talep etti. "Maharajah of Nabha" kod adıyla üretilen bu araç, ilk Phantom IV olarak tarihe geçti ve günümüzde hâlâ kullanılıyor. İngiliz Kraliyet Ailesi zamanla birkaç Phantom IV, V ve VI sipariş ettikçe bu araçlar, Kraliçe II. Elizabeth'in tahttaki 25. yıl dönümünde sunulan Silver Jubilee Phantom VI gibi çeşitli özel anlara ev sahipliği yaptı.
1970'lerde, Birleşik Arap Emirlikleri'nin kurucu lideri Şeyh Zayed Bin Sultan Al Nahyan, ilk Phantom'u aldı. Bu araç, onun Abu Dabi hükümdarı olarak görevine başladığı dönemle birlikte anıldı. Phantom, dünya genelinde de güvenilirlik sembolü olarak benimsendi; İngiliz diplomatlar, uçuşlarında bu aracı tercih etti. Örneğin, eski Paris Büyükelçisi Sir John Fretwell, Phantom'un güvenilir bir mesaj ilettiğini ifade etti.
Phantom V, 1959 yılında tanıtıldı ve Rolls-Royce’un lüks anlayışını temsil eden bir sembol haline geldi. Ancak, Phantom'lar sadece resmi görevler için değil, ünlü kişilikler tarafından da tercih edildi. John Lennon, The Beatles'ın A Hard Day's Night albümünün başarısını kutlamak amacıyla kendine özel bir Phantom V siparişi verdi. Araç, Lennon'un isteğiyle tamamen siyah olarak tasarlandı ve camları karartıldı. Bu durum, Phantom'un modern kültürdeki yerini sağlamlaştırdı.
Hollywood da Phantom'u benimsedi. 1964 yılında Goldfinger filminde Phantom III yer aldı ve bu süreçte Rolls-Royce’un sinemadaki önemli bir parçası haline geldi. Bu dönemde, Phantom'un prestij kazandırdığı birçok ünlü isim arasında Frank Sinatra da bulunuyordu.
Phantom, günümüzde sekizinci nesliyle karşımıza çıkmakta. Günümüz lüks anlayışının ötesine geçen bu araç, özelleştirilmiş tasarımlarla kültürel mirasın bir parçası olarak önemini korumaktadır. Rolls-Royce'un CEO'su Chris Brownridge, Phantom'un sanat eseri niteliğini vurgularken, bu aracın, tarih boyunca başarısına ulaşan bireyler için güçlü bir ifade alanı sunduğunu belirtti. Phantom, dönüşen dünyayı yansıtırken, bireylerin kimliklerini ifade etmelerine olanak tanıyor.